ETKİNLİKLER;
Nisan ayı gittiğim etkinlik sayısı olarak benim için bir rekor oldu. Çok yorucu oldu ama değdi. Baharın etkisinden dolayı mı oldu bu durum, yoksa mayıs ayında etkinliklerin bitmesinden dolayı izlemem lazım psikolojisi mi. Bundan pek de emin değilim.
Özel tiyatrolar arasında dikkatimi çeken ilk oyun "evaristo" ydu.Türk tiyatro yazarlarına verilen siparişlerden biriydi Evaristo. 6 üstü oyun projesi kapsamında, altıdan sonra yapımın yürütücülüğünde oluşturuldu projeler. Projenin Sanat Yönetmeni Yiğit Sertdemir. Yazılan tek kişilik oyunlar duayen oyuncular tarafından yorumlandı. 6 oyundan ikincisi Evaristo. Gazetedeki röportaj ve hikaye bana çok ilginç geldi. Ama en çok da afiş fotoğrafı. Ayse Nil Şamlıoğlu bravo yu bu oyunda sonuna kadar hak ediyor.
Oyunun yazarı Civan Canova. Kumbaracı 50 Tiyatrosu nda sergilendi oyun. Yani adresi olan kumbaracı yokuşu 50 numara da. 50 kişilik bir salon. Küçük bir sahne ve Ayşe Nil Şamlıoğlu. Konu trajik. Çöplükten kendisine topladıkları ile ev yapan yalnız bir kadın. Hayali ölmüş eşi Evaristo ile konuşuyor. Dünyanin yakın tarihi, yani geçmiş, sorgulanıyor bir yandan.
Kırmızı yorgunları isimli oyuna, facebookta yapılan yorumlar sonrası gitmeye karar verdim. Özen Yula'nin yazdığı "gayri resmi Hürrem" isimli tiyatro oyununu yıllar önce şehir Tiyatroları'nda izlemis ve hayal gücüne hayran kalmıştım. Hayat bir kere, tanrı kimseyi duymuyor ile arızalı kalpler isimli kitaplarını alıp bir solukta da okumuştum. Ama bu eseri beni hayal kırıklığına uğrattı.
Başta salon, emek sahnesi. Fikirtepede bir apartmanın giriş katının düzenlenmesiyle yapılmış bence yapılamamis bir mekan. Ne oturma duzeni, ne sahne olmamış. Ödenek yetersizliği eminim ki zorlastırıyor yeni oyunların sahnelenmesini ama, bu kadarı beni üzdü. Merdivenkoyde "Halis Kurtça Sanat Merkezi" neden aktif hale getirilmiyor ve onun gibi sahneler özel tiyatrolara verilmiyor diye düşündüm. Belediyeler ya da. Özetle oyun, konu, mekan beklediğim gibi değildi.
Konuya gelelim; bireyin yalnızlığını, çıkmazlarını kendine sahte kişilikler yaratarak , hayatlarını bir oyuna çevirerek, kaçınılmaz sonlarını hazırlayan beş kişinin hikayesini izliyoruz.Piyeste geçen karakterler; Red Kit, Ten Ten, Fatoş, Safinaz, Betty. Sembolik anlamları olan karakterler bunlar. Red kit, suçluların ve adaletsizliğin düşmanı, Tenten, gezgin ve gazeteci, Fatoş; sadık bir eş, sevecen bir arkadaş, Betty, seks sembolü, femme fatale bir kadın, Safinaz da, Temel Reis'in saf sevgilisi. Oyuncular; Barış Atay, Sezgi Mengi, Pınar Yıldırım, Ayçe Abana, Füsun Erbulak
İzlediğim üçüncü oyun İstanbul Şehir Tiyatrolarının Üsküdar Müsahipzade Celal sahnesinde izlenen hıdrellez oyunu. Bileti alma hikayem başlı başına garip. Şehir tiyatrolarının web sitesinden biletlerimi online alıyorum. Nisan etkinlikleri ben baktığımda dolmuştu ya da çok az oyuna yer kalmıştı. Çok yoğun olmasın diye hıdrellezi almaktan vazgeçtim. O gece rüyamda bilet almaya çalışıyorum internetten. 3 kişilik yer boşaldığını görüp alıyorum. Sabah işe geldim, aynen rüyamdaki gibiydi, sahnede 3 kişilik yer dışında yer yoktu ve aldım biletleri.
Muhakkak izlenmeli bu oyun. Çok güzeldi.Firuze Engin yazmış oyunu. Ali Yaylı yönetmiş. Meriç nehri kenarında yaşanan bir aşk hikayesi konu. Romanlar, bir dönemin siyasi buhranları , aşk ve hüzün var. sonu dramatik bitiyor. aklıma sabahattin ali geldi izlerken, belki ondan uzun süre kendime gelemedim, oyun boyunca ağladım.

Yolların prensi, 2013 ABD yapımı, yönetmen David Gordon Green. Oyuncular ise; Paul Rudd, Emile Hirsch, lance Legault.
Sabrina, Audrey Hepburn filmleri arasından seçtiğim bir dvd. 1954 ABD yapımı, yönetmen Billy Wilder, oyuncular; Audrey Hepburn, Humphrey Bogart, William Holden, John Williams sayılabilir.
En bilindik konusu olan filmlerden biri Sabrina. Amrikanın en zengin ailelerinden birinin şoförünün kızıdır Sabrina. Ailenin küçük oğluna platonik bir aşk duymaktadır. Babası onu bu takıntıdan kurtarmak için Paris'e aşçılık okuluna gönderir. Sabrina okulu bitirip döndüğünde, son derece dikkat çekici, hoş bir hanımefendi olmuştur. Audrey Hepburn'ün en güzel döneminde çekilmiş film; seçilen kostümler ve zerafeti insanı büyülüyor. Küçük kardeş, Sabrina'yı görünce çok etkilenir, ama malum şoförün kızıdır hala. Aile bu duruma engel olmak için oğlanı şirket evliliği dahilinde nişanlarlar. Etki alanına giren bir kişi daha vardır.
Özgürlük yolu, nurtenin beğendiği ve izlememi önerdiği bir filmdi.Oldukça etkileyici bir film. Sahneleri çok gerçekçi buldum. ABD, Polonya, Birleşik Arap Emirlikleri ortak filmi, 2011 yapımı.Yönetmeni Peter Weir, oyuncular, Jim Sturgess, Ed Harris, Saoirse Ronan
Film; Polonyalı yazar Slawomir Rawicz'in uzun yürüyüş isimli kitabından uyarlanmış gerçek bir hayat hikayesi. Kitap 1956 yılında yayımlanmasından sonra 25 dile çevrilmiş, 500.000 satmış. BBC kanalı hayattaki tanıkların izini sürüp bir belgesel hazırlamışlar. Yönetmen Weir'de bu belgeseli izleyip filmi çekmeye karar vermiş.
Konu özet olarak; 1940 yılında Rusya'nın Sibirya çalışma kampından kaçıp 6000 km yolu yürüyerek Hindistan'a ulaşan bir grup esirin yaşadıklarını anlatılıyor. yaşadıkları muazzam. Önce Sibiryanın soğuğu, sonra sivrisinekler ve çöl hayatı, açlık, susuzluk, kum fırtınaları yani doğaya karşı müthiş bir mücadele izliyoruz filmde. Bu arada karakterler arasındaki çatışmalar ara ara soluğunuzu kesiyor. Beğendiğim güzel filmlerden biri. Yönetmeni bu film ile iyi bir gişe hasılatı yapamadığı ve filmleri arasında en vasatı olduğunu okuyorum internet sitelerinden. Ben şansen etkileyici buldum konuyu, oyuncuları, görüntüleri. Zaman kaybı değil.
Müzik kutusu filmini ilk tv de izledim. Beni Costa Gavras'la tanıştıran filmdir. Film beni o kadar çok etkiledi ki, günlerce düşünmeme sebep oldu. Yıllar sonra Budapeşte' ye gittiğimde hep filmdeki sahneler gözümün önüne geldi. Baş rollerdeki oyuncular; Jessica Lange, Armin Mueller-Stahl. Yapım yılı 1989. İkinci dünya savaşı sonrası Macaristan' dan, ABD'ye göç eden babasının bir savaş suçlusu olduğunu öğrenen avukat kızının, babasını aklamaya çalışması filmin teması.
"Entelköy, Efeköy' e Karşı" evde izlediğim bir diğer film. Eğlenceli ve keyifli bir türk filmi. 2011 yapımı, yönetmen Yüksel Aksu. oyuncular; Şahin Irmak, Emin Gürsoy, Recep Yener, Ayşe Bosse, Ümit Olcay sayılabilir.
İdealist bir grup çevreci, şehir hayatından kaçıp Ege'nin bir köyüne yerleşmeye karar verirler. Şehirlilerin kendi köylerine geldiğini gören yöre halkı da kurak tarlalarını ve eski evlerini hatta ev eşyalarını olduğundan pahalıya sattıkları için durumdan gayet memnundurlar. Derken bölgeye kurulması planlanan termik santral kararı köyün eski ve yeni sakinlerini karşı karşıya getirir. Filmdeki doğal hayatı koruma, özellikle hayvan hakları konusunda dikkat çeken mesajlar var. Eşekler filme ayrı bir şirinlik katmışlar.
Nisan ayında sadece bir kitap okuyabildim. Adı kısa hayat öyküm.
Özel tiyatrolar arasında dikkatimi çeken ilk oyun "evaristo" ydu.Türk tiyatro yazarlarına verilen siparişlerden biriydi Evaristo. 6 üstü oyun projesi kapsamında, altıdan sonra yapımın yürütücülüğünde oluşturuldu projeler. Projenin Sanat Yönetmeni Yiğit Sertdemir. Yazılan tek kişilik oyunlar duayen oyuncular tarafından yorumlandı. 6 oyundan ikincisi Evaristo. Gazetedeki röportaj ve hikaye bana çok ilginç geldi. Ama en çok da afiş fotoğrafı. Ayse Nil Şamlıoğlu bravo yu bu oyunda sonuna kadar hak ediyor.
Kırmızı yorgunları isimli oyuna, facebookta yapılan yorumlar sonrası gitmeye karar verdim. Özen Yula'nin yazdığı "gayri resmi Hürrem" isimli tiyatro oyununu yıllar önce şehir Tiyatroları'nda izlemis ve hayal gücüne hayran kalmıştım. Hayat bir kere, tanrı kimseyi duymuyor ile arızalı kalpler isimli kitaplarını alıp bir solukta da okumuştum. Ama bu eseri beni hayal kırıklığına uğrattı.
Başta salon, emek sahnesi. Fikirtepede bir apartmanın giriş katının düzenlenmesiyle yapılmış bence yapılamamis bir mekan. Ne oturma duzeni, ne sahne olmamış. Ödenek yetersizliği eminim ki zorlastırıyor yeni oyunların sahnelenmesini ama, bu kadarı beni üzdü. Merdivenkoyde "Halis Kurtça Sanat Merkezi" neden aktif hale getirilmiyor ve onun gibi sahneler özel tiyatrolara verilmiyor diye düşündüm. Belediyeler ya da. Özetle oyun, konu, mekan beklediğim gibi değildi.
Konuya gelelim; bireyin yalnızlığını, çıkmazlarını kendine sahte kişilikler yaratarak , hayatlarını bir oyuna çevirerek, kaçınılmaz sonlarını hazırlayan beş kişinin hikayesini izliyoruz.Piyeste geçen karakterler; Red Kit, Ten Ten, Fatoş, Safinaz, Betty. Sembolik anlamları olan karakterler bunlar. Red kit, suçluların ve adaletsizliğin düşmanı, Tenten, gezgin ve gazeteci, Fatoş; sadık bir eş, sevecen bir arkadaş, Betty, seks sembolü, femme fatale bir kadın, Safinaz da, Temel Reis'in saf sevgilisi. Oyuncular; Barış Atay, Sezgi Mengi, Pınar Yıldırım, Ayçe Abana, Füsun Erbulak
Muhakkak izlenmeli bu oyun. Çok güzeldi.Firuze Engin yazmış oyunu. Ali Yaylı yönetmiş. Meriç nehri kenarında yaşanan bir aşk hikayesi konu. Romanlar, bir dönemin siyasi buhranları , aşk ve hüzün var. sonu dramatik bitiyor. aklıma sabahattin ali geldi izlerken, belki ondan uzun süre kendime gelemedim, oyun boyunca ağladım.
Borusan klasiğin internette yayın yapan radyo programı açıktı. Bir yarışma sorusu o anda soruldu. Ben de doğru cevabı verdim ve 2 kişilik bir konser bileti kazandım. 23 nisan hediyesi oldu bana. Borusan quartet ile, Ferhan&Ferzan Önder kardeşlerin solist olduğu konseri. Program muhteşemdi. Rus besteci Igudesman'ın Önder kardeşlere ve Borusan Quartet için besteledikleri; Edirne'den Kars'a yaylı çalgılar dörtlüsü ve dört el piyano eseri çalındı. Çok heyecan verici bir eserdi. Ardından Camille Saint-Saens'ın hayvanlar karnavalı adlı eseri seslendirdiler. Hikayeyi anlatan ise Memet Ali Alabora idi. Çok güzel bir gece geçirdik sayelerinde.
FİLMLER;
32.İstanbul Film Festivali görkemli bir açılışla başladı. pek çok bilet satıldığı anda tükendi. özellikle Costa Gavras'ın Capital filmini görmeyi çok istememe rağmen bilet bulamadım. Alabildiğim filmlerden ilki, başka bir hayat adını taşıyor. Fransa yapımı bir film. Yönetmen François Ozon, oyuncular, fabrice Luchini, Kristin S. Thomas, Emmanuelle Seigner, 2012 yapımı.

Lise edebiyat öğretmeninin verdiği bir ödev sonrası, öğrencisiyle ile öğretmen arasında hoş bir diyalog başlar. Öğrenci, sınıf arkadaşının ailesini gözlemleyerek ödevini arkası yarın şeklinde yazmıştır. öğretmen geleceğin yazarını buldum piskolojisine girer. Öğrencinin gözlemciliği abartarak röntegencilik seviyesine geçtiğinin farkına vardoğı zaman iş işten geçmiştir. özel hayat ihlali ile başlayan olaylarartık bir çıkmaza girmiştir. Filmi izlerken, bir süre sonra çocuğa kızarken buluyorsunuz kendinizi. Öğretmeninin durum saptamaları ve diyalogları çok başarılı. Eşi ile diyalogları da. Tam bir psikoloji filmi. Yalnız büyüyen çocuklardaki travmayı güzel vermiş yönetmen.
Sislerin içinde izlediğim diğer film. Yönetmen Sergei Loznitsa, oyuncular; Vladimir Svirski, Vlad Abashin, Sergei Kolesov, 2012, Almanya, Rusya, Letonya, Hollanda, Belarus yapımı.

Etkileyici kış görüntüleri eşliğinde sakin bir şekilde film kendisini izlettiriyor. Savaşın zavallığını, insanların yoksulluğunu, buz gibi görüntüler içinde izlemek içinizi üşütüyor. Haksızlığa uğrayan bir adamın yaşadıkları da içinize işliyor.1942 SSCB de geçiyor konu. Naziler bölgede istiladalar. Yerel direnişçiler de bir treni raydan çıkarırlar. Bunun üzerine, naziler tarafından yakalanırlar. Tutuklananlardan biri dışında hepsi asılır. Sözde ihaneti gören yoktur ama insanlar kulaktan kulağa bu ihaneti yayarlar. Evinden cezası için direnişçiler tarafından ormana götürülür. İnfaza giderlerken pusuya düşerler. Bir anda kendini yaralı düşmanıyla bulur ve onu ormanda ölene kadar sırtında taşır. O sürede olanları anlatır. Masumdur ama karargahtakilerin oyununa gelmiştir. Suçsuzdur. önyargı çok güzel bir şekilde vurgulanmış film boyunca.
Son konser, 2012 ABD yapımı. Yönetmen Yaron Zilberman, oyuncular; Philip Seymour Hoffman, Catherine Keener, Christopher Walken.
Son konser, 2012 ABD yapımı. Yönetmen Yaron Zilberman, oyuncular; Philip Seymour Hoffman, Catherine Keener, Christopher Walken.

Dünyaca ünlü yaylı çalgılar dörtlüsünün en yaşlı ve sevilen viyolonsel sanatçısı Alzheimer'a yakalandığını öğrenince bu durumu arkadaşlarıyla paylaşır. Yıllardır devam eden dostlukları ve uyumları bir anda rayından çıkar. İçlerinde yıllar boyu taşıdıkları bastırılmış duygular ve egolar bir anda ortaya dökülür. Bu süreçte 4 kişilik bir ekibi bile ayakta tutmanın ne denli zor olduğunu görürüz. Yönetmenin, Bethooven'ın Opus 131 yaylılar dörtlüsü eserinden esinlendiğini okuyorum kitapçıktan.
Yolların prensi, 2013 ABD yapımı, yönetmen David Gordon Green. Oyuncular ise; Paul Rudd, Emile Hirsch, lance Legault.

İki otoyol işçisinin hayatından bir bakış filmin konusu.Görevleri, bir orman yangınında zarar gören otoyoldaki şerit çizgilerini tekrar çekmektir. İş devam ederken, orman kenarında kurdukları çadırlarda kalırlar. Birbirlerinden çok farklı karakterde olmaları yüzünden zaman zaman çatışırlar. Samimi hoş bir dille konu işlenmiş.
Evde izlediğim DVD lerden ilki aşkta her şey mümkün adını taşıyor. 2004 ABD yapımı bir film, yönetmen Nancy Meyers. Jack Nicholson oynadığı için aldığım bir film. Diğer oyuncular ise, Diane Keaton, Keanu Reeves, Amanda Peet sayılabilir.

Jack Nicholson, 30 yaş altı kadınlarla birlikte olması ile ünlü zengin ve bekar bir adam rolünde. Bir haftasonu kaçamağı için sevgilisinin annesinin yazlık evine giderler. Annesi ünlü bir yazardır ve o da hafta sonunu kız kardeşi ile evinde geçirmeye karar vermiştir. Anne pek bu durumu hoş karşılamaz ama yapacak başka bir şeyde yoktur. Derken Jack Nicholson ani bir kalp krizi geçirir. Doktorun yorumu ise mümkün en yakın yerde bir süre dinlenmesi yönündedir. Sürekli kavga eden, farklı yaşam tarzlarına sahip bu iki yetişkin, birlikte geçirmek zorunda oldukları süre içinde beklenmedik bir şekilde yakınlaşırlar. Hoş, eğlenceli, keyifli bir film.
En bilindik konusu olan filmlerden biri Sabrina. Amrikanın en zengin ailelerinden birinin şoförünün kızıdır Sabrina. Ailenin küçük oğluna platonik bir aşk duymaktadır. Babası onu bu takıntıdan kurtarmak için Paris'e aşçılık okuluna gönderir. Sabrina okulu bitirip döndüğünde, son derece dikkat çekici, hoş bir hanımefendi olmuştur. Audrey Hepburn'ün en güzel döneminde çekilmiş film; seçilen kostümler ve zerafeti insanı büyülüyor. Küçük kardeş, Sabrina'yı görünce çok etkilenir, ama malum şoförün kızıdır hala. Aile bu duruma engel olmak için oğlanı şirket evliliği dahilinde nişanlarlar. Etki alanına giren bir kişi daha vardır.
Özgürlük yolu, nurtenin beğendiği ve izlememi önerdiği bir filmdi.Oldukça etkileyici bir film. Sahneleri çok gerçekçi buldum. ABD, Polonya, Birleşik Arap Emirlikleri ortak filmi, 2011 yapımı.Yönetmeni Peter Weir, oyuncular, Jim Sturgess, Ed Harris, Saoirse Ronan

Film; Polonyalı yazar Slawomir Rawicz'in uzun yürüyüş isimli kitabından uyarlanmış gerçek bir hayat hikayesi. Kitap 1956 yılında yayımlanmasından sonra 25 dile çevrilmiş, 500.000 satmış. BBC kanalı hayattaki tanıkların izini sürüp bir belgesel hazırlamışlar. Yönetmen Weir'de bu belgeseli izleyip filmi çekmeye karar vermiş.
Konu özet olarak; 1940 yılında Rusya'nın Sibirya çalışma kampından kaçıp 6000 km yolu yürüyerek Hindistan'a ulaşan bir grup esirin yaşadıklarını anlatılıyor. yaşadıkları muazzam. Önce Sibiryanın soğuğu, sonra sivrisinekler ve çöl hayatı, açlık, susuzluk, kum fırtınaları yani doğaya karşı müthiş bir mücadele izliyoruz filmde. Bu arada karakterler arasındaki çatışmalar ara ara soluğunuzu kesiyor. Beğendiğim güzel filmlerden biri. Yönetmeni bu film ile iyi bir gişe hasılatı yapamadığı ve filmleri arasında en vasatı olduğunu okuyorum internet sitelerinden. Ben şansen etkileyici buldum konuyu, oyuncuları, görüntüleri. Zaman kaybı değil.
Müzik kutusu filmini ilk tv de izledim. Beni Costa Gavras'la tanıştıran filmdir. Film beni o kadar çok etkiledi ki, günlerce düşünmeme sebep oldu. Yıllar sonra Budapeşte' ye gittiğimde hep filmdeki sahneler gözümün önüne geldi. Baş rollerdeki oyuncular; Jessica Lange, Armin Mueller-Stahl. Yapım yılı 1989. İkinci dünya savaşı sonrası Macaristan' dan, ABD'ye göç eden babasının bir savaş suçlusu olduğunu öğrenen avukat kızının, babasını aklamaya çalışması filmin teması.
"Entelköy, Efeköy' e Karşı" evde izlediğim bir diğer film. Eğlenceli ve keyifli bir türk filmi. 2011 yapımı, yönetmen Yüksel Aksu. oyuncular; Şahin Irmak, Emin Gürsoy, Recep Yener, Ayşe Bosse, Ümit Olcay sayılabilir.
İdealist bir grup çevreci, şehir hayatından kaçıp Ege'nin bir köyüne yerleşmeye karar verirler. Şehirlilerin kendi köylerine geldiğini gören yöre halkı da kurak tarlalarını ve eski evlerini hatta ev eşyalarını olduğundan pahalıya sattıkları için durumdan gayet memnundurlar. Derken bölgeye kurulması planlanan termik santral kararı köyün eski ve yeni sakinlerini karşı karşıya getirir. Filmdeki doğal hayatı koruma, özellikle hayvan hakları konusunda dikkat çeken mesajlar var. Eşekler filme ayrı bir şirinlik katmışlar.
KİTAPLAR;
Nisan ayında sadece bir kitap okuyabildim. Adı kısa hayat öyküm.

Abidin Dino'nun kendi ağzından yaşam hikayesi anlatılıyor bu kitapta. Kitap aralarında kendi desen, karikatür ve fotoğrafları dikkat çekici. Çok severek okudum. Sanki koskoca Abidin Dino, karşınıza geçmişte size kendisini, ailesini anlatıyor duygusu var kitapta. Bir dönemi de hayal etmenizi sağlıyor kitap.


.jpg)



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder