ETKİNLİKLER;
Mart ayında devlet opera balesinin Süreyya Sahnesi'nde öldüren aşk operasını izledik. Besteci Asım Horoziç’in eserinin orjinal adı Hasanaginica. Bir ağa ve ona tutku ile bağlı , 5 çocuk annesi bir eş. Bosna Hersekte yaşanmış bir aşk hikayesini konu alıyor opera. Hasan Ağa, savaş sırasında yaralanır. Eşi Fatma'nın evde çocuklarının yanında kalıp, eşini görmeye gelmemesi Hasan Ağayı çok kırar. Evi terketmesini, çocuklarına kendisinin bakacağını emreder. Durumu öğrenen Fatma'nın erkek kardeşi, duruma engel olmaya çalışsa da başarılı olamaz. Bunun üzerine şehrin zengin kadısı ile Fatmayı evlendirmeye karar verir.Fatma tek bir dilekte bulunur. Düğün alayı geçerken, çocukları kendisini tanımasın diye, yüzünü peçe ile örtmek ister. Ancak çocukları onu tanırlar. Anne son kez çocuklarına bakar ve kederinden son nefesini verir.
25 martta, Fazıl Say'ın Türkiye turnesi çerçevesinde Sakarya Üniversitesi Kampüsündeki konserine gittim. Çağ Erçag çello ile ilk bölümde katıldı. Fazıl Say'ın "Dört şehir" isimli, piyano ve çello için bestelediği sonat sonrasında Bach, Mozart ve kendi eserlerinden kara toprak seslendirildi. Keyifli güzel bir gece geçirdik.
İstanbul Şehir Tiyatro'larının Kadıköy Haldun Taner sahnesinde; Aziz Nesin'in Toros Canavarı oyununu izledik. Aziz Dedemizin herhalde; hadi öldürsene canikom ve yaşar ne yaşar, ne yaşamazdan sonraki izlediğim en güzel oyunuydu.
Oyuncu kadrosu arasında; Şevket Avşar, Binnur Şerbetçioğlu, İbrahim Şirin sayılabilir. Aziz Nesin'in deyimiyle; izahı olmayan şeylerin mizahının yapıldığı bir oyun. Nuri bey, memur emeklisi bir aile babası. Aile geçim sıkıntısı içinde ve ev sahibinin kendilerini apartman atmak istemesi yüzünden davalılar. Ev sahibi diğer katlara yerleştirdiği karanlık tipler yüzünden hayatlarını zindana çevirir. Nuri bey ailesinin baskısı sonucu karakola gidip şikayetçi olmak zorunda kalır. Yıllardır aranan "toros canavarı" lakaplı seri katil yerine Nuri beyi polisler içeri alırlar. Nuri beyin hayatı karakola girmesiyle birden değişir.
FİLMLER;
Mart ayında aldığım dvd' ler arasında konusunu ilginç bulduğum bir türk filmini izlemeye karar verdim. Filmin adı "uzak ihtimal". Yapım yılı 2009. Yönetmeni, Mahmut Fazıl Coşkun Oyuncular, Nadir Sarıbacak, Görkem Yeltan.
Konuya gelince; müezzin olan musa' nın tayini İstanbul Galata'ya çıkar. Caminin lojmanı olan dairede kat komşusu, yaşlı bir bayana bakan rahibe adayı Clara'dir. Clara, Musa ve Sahaf Yakup arasındaki ilişkiler filmin ana konusunu olusturur. Claradan çok etkilenen Musa, ona olan duygularını bir türlü ifade edemez.
Migrosta gezerken dikkatimi çeken bir dvd de," bucket list" . "Şimdi ya da asla" olarak tercüme edilmiş. Kanser hastası 2 oda arkadaşının macerası filmin ana konusu. Oldukça etkilendiğim bu filmin yönetmeni Rob Reiner, 2007 yapımı. İki kanser hastası, hayatlarında hep yapmak istedikleri şeylerin bir listesini yaparlar. Mustang bir araba kullanmak, Fransa'da yemek yemek, Çin seddini, Tac Mahali görmek gibi. Mizahi bir dille örülmüş keyifli bir film. Bir Jack Nicholson hayranı olarak düşünmeden aldığım bu film izlenmeli.
.jpg)



.jpg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder