14.09.2015

EYLÜL 2015-KİTAPLAR







Firuzanın 47 liler romanından sonra beni çok etkileyen diğer bir kitap. İşkence tasvirlerini beyninizde hissetmenizi sağlayan olağanüstü tasvirleriyle asla duygu sömürüsüne yer vermeyen, bir dönemi tarafsız bir şekilde anlatmayı ilke edinmemiş, salt olayları gözlemleyerek aktarmayı tercih etmiş yazar.


Ben OSMAN ŞAHIN in hikayelerini hep sevdim. 12 Eylul döneminin zulüm ve iskenceleri 11 öykü de anlatılıyor. Bir eleştiri yazısı yüzünden askeri sıkı yönetim mahkemesinde yargılanıp 18 aya mahkum edilmiş. hapishanede gördükleri, yaşadıkları, duydukları, insanın özüne yönelik sarsıcı öyküler anlatılanlar. Bu adamı seviyorum ben. Yeni kitapları da yayınlansa keşke. Mahşer kitabıyla ilk sevdim öykülerini. Birgün okuyun onun muhteşem kitaplarını...





Kitap, bir arkeolog grubunun Antep'e kazı için gelmesi ve çevrelerinde gelişen gizemli cinayetleri konu alır. Esra'nın başkanı olduğu Bernd, Timothy, Teoman, Murat, Kemal ve Elif'ten oluşan yedi kişilik bir kazı ekibi, Antep'teki kazı çalışmaları sırasında Patasana'nın tabletlerini bulmaya başlarlar. Bu tabletler, dünyanın en eski yazılı kaynaklarıdır ve yazman Patasana'nın yaşam öyküsünü anlatır. Tabletlerin bulunduğu yer, köylülerin yatır olarak inandığı Kara Kabir'in ilerisindedir ve köy halkı bundan oldukça rahatsız olur. Nitekim köyün yaşlılarından  Hacı Settar'ın caminin minaresinden aşağı atılarak öldürülmesini de Kara Kabir'in rahatsız edilmesine yorarlar. Kazı ekibi başkanı Esra, bu olaydan oldukça rahatsız olur. Katili bulmada onlara Yüzbaşı Eşref yardım eder. Bu olaylar devam ederken, Esra ile Eşref arasında duygusal bir yakınlaşma olmuştur.

Kitap betimlemeler açısından oldukça zengin. Çok akıcı bir kitap. Arkeoloji ve tarih severlerin ilgisini daha çok çekecek bir kitap.

Hiç yorum yok: